Tgrt Haber
18 Ağustos 2023 09:51 - Güncelleme : 18 Ağustos 2023 12:10

Ünlü profesörden iki bölge için deprem uyarısı: Zeminleri yoğurt gibi!

İnşaat mühendisliği alanında Türkiye'nin en önemli akademisyenlerinden Prof. Dr. Tuncer Çelik, deprem anında göçmeyecek bina yapmanın formülünü verdi. Mimar Sinan'ın Ayasofya'daki dehasını örnek gösteren Çelik, iki bölge için de "Zeminleri yoğurt gibi" diyerek uyardı!

Ünlü profesörden iki bölge için deprem uyarısı: Zeminleri yoğurt gibi!
Deprem,Zemin,Mimar Sinan

Türkiye, kalbinde derin yaralar bırakan 17 Ağustos Depremi’nin 24. yıl dönümü geride bırakırken bir yandan da 6 Şubat 2023'te maydana gelen Kahramanmaraş'taki deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışıyor.  Ancak Türkiye'deki yapı stoğunun kalitesi düşünüldüğünde "Deprem değil bina öldürür" gerçeği bir kez daha önem kazanıyor.

Altınbaş Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncer Çelik de depreme dayanıklı bina yapmanın olmazsa olmaz bir zorunluluk olduğunu belirterek, meslektaşlarına bu konuda önemli ipuçları verdi.

"HASAR ALSA BİLE AYAKTA KALMALI"

İhlas Haber Ajansı'na açıklamalarda bulunan Çelik, depremin bir doğa olayı olduğunu hatırlatarak, inşaat mühendislerinin yapması gerekenin koşullar ne olursa olsun öngörülen emniyet kriterlerine göre tasarlanmış yapılar yapmak olduğunu dile getirdi. Yapının, depremin etkisi altında göçmemesi, belirli bir miktarda hasar alsa bile ayakta kalması ve içinden asgari ölçüde sağ çıkmaya fırsat vermesi gerekir” dedi.

İSTANBUL'UN KÖPRÜLERİ DEPREME DAYANIKLI MI?

1. köprüde başlangıçta V olarak düşünülen ancak sonradan mahsurları ortaya çıkan askıların, düşey askılarla değiştirildiğini ve daha uygun hale getirildiğini anlatan Çelik, Avrasya Tüneli’nin de tüm olumsuz koşullara dayanacak şekilde yapıldığı belirterek, “Fay hattı, tüneli kesmediği için deprem anında sorun yaşanmayacaktır. Avrasya tünelinden de korkmayalım” dedi.

MİMAR SİNAN VE AYASOYFA ÖRNEĞİ

Ayasofya gibi tarihi binaların güçlendirme projelerinde de görev alan Çelik’e göre, Ayasofya’nın bugün hala ayakta olmasının en önemli sebebi Mimar Sinan’ın dehası. Sinan’ın kilise olarak yapılan ilk yapının strüktürel eksiklerini giderdiğini anlattı. Yaptığı eklemeleri kendi gözleriyle gördüğünü belirten Prof. Dr. Çelik, “Duvarı getirip kubbeye doğrudan birleştirmemiş. Kılcık duvarlarını belirli yere kadar yapmış. Kubbeyi, kasnağına yarım bir kemerle bağlayarak elastik bir bağlantı oluşturmuş. Dolayısıyla yapının kısmı hareket etmesine müsaade etmiş. Bu da yapının gerilmesini ve yığılmasını engelliyor. Ayakta kalan eski minarelere baktığınızda da tuğladan yapılmış, o taşların aralarındaki bağlantılar da esnek Horasan harcı, rijit bağlantı değil. Bu nedenlerle bugün Ayasofya hala ayakta.” dedi.

"FARKLI ZEMİNE FARKLI TASARIM"

Yapı işlerinde en önemli konunun zemin olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Çelik, aynı yapı ve tasarımın farklı zeminlerde farklı davranacağını ifade etti. Yapının temel sisteminin de zemine uygun olarak yapılması esas konu. “Zemin zayıf ve öz titreşim periyodu yüksek ise binayı rijit yapmalısınız. Güçlü kaya bir zemin ise esnek yapılmalı” açıklamasını yaptı.

İKİ BÖLGE İÇİN ZEMİN UYARISI: YOĞURT GİBİ...

Çelik, sözlerine şöyle devam etti. “Adapazarı ve Amik ovalarında olduğu gibi zemin, yoğurt gibi sıvılaşıyorsa, zemin daha da önem kazanıyor. Yeraltı sularının seviyesi çok yüksek ve kumlu ise titreşim, sıvılaşmaya neden oluyor. Bu zeminlere bina yapılmaz diye bir şey yok. İnşaat mühendisi yapının, temelini ve üst yapısını birlikte mütalaa ederek, hesaplamalarını yapmalıdır. Deprem esnasındaki yapı - zemin etkileşimini mutlaka göz önüne almalıdır.” uyarılarını yaptı.

İSTANBUL GERÇEĞİ: YÜZDE 80'İ KOROZYONLU

Türkiye’nin özellikle de İstanbul’un sorununun, yüzde 80 binasında korozyon problemi olduğuna dikkat çeken Çelik, “Bodruma indiğinizde bunu görüyorsunuz. Beton suyu emiyor, kolonlar alttan çürümeye başlıyor” diyerek önemli bir konuya parmak bastı. Önlem olarak bu durumlarda öncelikle suyun yapının temelinden uzaklaştırılmasını yani drenaj yapılmasını söyleyen Çelik, “Ortaya çıkan korozyon hasarının uzman mühendislerce incelenip, yapının dayanımını ne derece azalttığı tespit edilmeli. Buna göre onarım ya da güçlendirme sistemi seçilmelidir” dedi.

"MELEN BARAJI" UYARISI

Son olarak İstanbul’a su getirmesi için yapılan Melen Barajı’na da değinen Çelik, baraj yapısının zemine uygun şekilde olmadığını iddia etti. Keban Barajının yapımında da çalıştığını söyleyerek, sorunların buradan kaynaklandığına işaret etti. Çelik, “Böyle olunca tabii üstündekini betonu da çatlatıyor ve su kaçırıyor. Ağırlık betonu barajı tipi maalesef o zemine yapılmamalıydı” eleştirisinde bulundu.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...