Türkiye'nin AKKA'dan çekilmesinin perde arkası! Emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş 'etrafımız ateş çemberi' diyerek uyardı

Türkiye, Resmî Gazete’de yayımlanan kararla Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Hakkında Antlaşma’sının uygulanmasını durdurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan kararla birlikte Türkiye, 1992 yılında yürürlüğe giren Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Hakkında Antlaşma’sından resmen ayrıldı.

Emekli Hava Korgeneral Dr. Erdoğan Karakuş Türkiye’nin AKKA’dan ayrılmasıyla ilgili tgrthaber.com.tr’den Murat Makas’a özel açıklamalarda bulundu.

Erdoğan Karakuş’un açıklamalarından satır başları:

1990 yaklaşırken silahların kısıtlanması konusunda ABD ile Sovyetler Birliği bazı anlaşmalara giriştiler. Yani nükleer silahlar belirli ölçüde salt 1 salt 2 gibi miktara düşürülmesi yani anlaşması söz konusu oldu ve bu arada bazı hem Rusya’nın hem de ABD’nin indirimde bulunmaları söz konusu oldu. Ancak daha sonra 1990 yılında ABD’nin ve Batı gücünü muhafaza ederken Rusya çöktü.

AÇIK SEMALAR ANLAŞMASI

Çökünce silahsızlanma konusunda anlaşmalar devam etmeye başladı. Bu esnada tabii ki neredeyse her devlet artık bir barış dönemine giriliyor diye düşünüldü. Sonrasında anlaşmalar yapıldı AKKA anlaşmalarına herkes neredeyse girdi ve bunun sonucunda da mesela Ukrayna ve Kazakistan’da Sovyetler Birliği’nin nükleer silahları vardı. Rusya'ya çekilmesi söz konusu oldu. Bununla ilgili olarak ABD, İngiltere ve Rusya arasında Ukrayna ve Kazakistan’a asla saldırıda hiçbirisinin bulunmayacağı ve bu devletleri koruyacağı şeklinde anlaşma yapılmasına rağmen biliyorsun şu gün Ukrayna ile Rusya savaşma konumunda. Onun üzerine de zaten açık semalar anlaşması yapılması planlanmıştı. Yani açık semalar anlaşması her ülke belirli bir bölgede bulunduracağı silahtan daha fazla silah bulundurmayacak.

Uçak, tank gemi işte muharip ne kadar silah varsa onlar kısıtlanması yapılacaktı. O nedenle Türkiye zaten kendi uçağını yaptı. Bir şekilde diğer ülkelere de kendi uçağını yapamayan ülkelere de kiraladı. Örneğin Gürcistan’a, Bulgaristan’a, Romanya’ya… Dünyadaki siyasi maalesef tersine döndü.

MAYIS AYINDA ABD İLE TEMAS

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mayıs ayında ABD’ye gitme durumu var. Bu arada ABD de şunu istemekte malumunuz bu Rusya devamlı silahlanmaya devam ediyor. O silahlanmanın sonucunda NATO ülkelerine dahi saldırı söz konusu olabilir diye endişe var. O yüzden ABD dedi ki bu bölgede artık yani bir savaş tehlikesi vardır. Bu nedenle bütün Avrupa ülkeleri de bu savaş tehlikesine karşı savunma bütçelerini arttırsın. Zaten Trump baştan beri öyle demişti. Diyordu ki, herkes ABD’ye  güvenmesin hatta Biden da söyledi. Bu Gazze olayları nedeniyle İsrail’e korkunç yardımlar yapılması ABD halkına söylemiyorlar ama Ukrayna’ya yapılan yardımlar durduruldu. ABD, Rusya’ya karşı AB’nin kendisine ihtiyaç duymadan silahlandırma çabası içerisinde.

TÜRKİYE SİLAHLANARAK GÜÇLENİYOR

Biden her türlü askeri depo tamamen İsrail’e karşı açık bir noktada tutulacak. Ne istiyorlarsa alabilecekler. O nedenle şimdi 50 civarında 8 milyar dolarlık F-15 veriyor. F-15’ler en büyük bombayı atıyor. (4,5 ton) Ayrıca İsrail’e 25 tane F-35 veriyor. Avrupa ülkeleri silahlanmaya devam etmezse Ukrayna’yı destekleyemeyecek bir yerde. Bu nedenle Türkiye’nin AKKA’dan çıkarak bugünkü ortam içerisinde silahlanmaya devam etmesi söz konusu oluyor. Avrupa ülkelerine savunma sanayi geliştikçe satış olabilir.

F-16 VE F-35 KONUSU

ABD ile F-16 konusu var. 23 milyar dolar bir tutar. Tabii ki bayağı bir yüksek para. Türkiye olarak ABD'nin bu AKKA'dan çıkılması arzusunu karşılayarak şunu da sağlamaya çalışıyoruz; Şu anda biz biliyorsunuz 300 civarında F-16 imal ettik. Burada üretiliyordu, biz bir büyük bir tecrübe kazandık şimdi. Alacağımız bu F-16’ların hiç olmazsa 80 civarına yakın 79 kiti Türkiye’de yapılması…

F-35 konusunda da biliyorsunuz bize bazı sinyaller gönderdi ABD. 11 milyar dolarlık biz malzeme üretecektik F-35’lere 935 parça üretiyorduk. Yunanistan’ın F-35 alacak olması bizi rahatsız ediyor. Bu ortam içerisinde Türkiye eskiden kazanmış olduklarını tekrar kazanma noktasında olursa tabii ki F-35’te alımında bir söz konusu olmaz diye düşünüyorum çünkü 11 milyar dolarlık biz 935 parça her F-35’e 2044’e kadar parça üretecektik.

Bu aynı zamanda Eskişehir’deki ava ikbal bakım merkezi F-35’lerin bakımında merkez olacaktı. Oradan da evet 16 milyar gelmesi düşünülüyordu. Hadi şimdi bir miktar tabii eksilmiştir ama gene biz parça üretirsek burada merkezimizle daha güçlü noktaya geliriz. F-16’ların da mevcut parasını düşürebiliriz. İstihdam alanı açılır en azından muhafaza edersin. Kitlerin, 40 Blok 70’lerin üretilmesini daha rahat kabul ederiz.

KAAN DETAYI

TUSAŞ’ta 10 bin mühendisimiz 10 yıl daha ekmeğini çıkarır. KAAN’ın da gelişimi hızlı olur. ABD’nin görüşüne katılıyoruz ama yanlış anlaşılmasın yolundan gitmiyoruz.

Çevremiz ateş çemberi hem Rusya ile hem de ABD ile iyi gitmek istiyoruz. Bin adet KAAN ürettiğimiz zaman sattığımız zaman anca güçlü hale gelebiliriz. Savunma sanayiide 5 verirsin 10 alırsın. Bütün dünya silahlanmaya giderken geri sayamayız.