Tgrt Haber
11 Nisan 2022 11:00 - Güncelleme : 11 Nisan 2022 11:32

Münevver Karabulut ailesinin avukatı açıkladı: Babanın içindeki şüphe 8 yıllık mezarı açtıracak

Münevver Karabulut’un babası Süreyya Karabulut, kızının katilinin intihar etmediğine yönelik şüpheleri olduğunu söyleyince korkunç cinayet bir kez daha gündem oldu. Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, babanın talebi doğrultusunda mezarın açılabileceğini söyledi.

Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, daha önce annenin de bu yönde bir isteği olduğunu ancak kamuoyunda yanlış algı oluşmasını istemediği için kararı ertelediğini ifade etti.
Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, daha önce annenin de bu yönde bir isteği olduğunu ancak kamuoyunda yanlış algı oluşmasını istemediği için kararı ertelediğini ifade etti.

Münevver Karabulut’u öldürüp cesedini testereyle parçalara ayırdıktan sonra parçaları bavul ve gitar kılıfı içinde, Etiler’deki bir çöp koneynerine atan Cem Garipoğlu, 197 gün kaçmasının ardıdnan yakalanarak tutuklandı. 3 Mart 2009’da yaşanan cinayetin ardından 24 yıl hapis cezasına çarptırılan Garipoğlu’nun 10 Ekim 2014'te Silivri'deki kapalı cezaevi koğuşunda intihar ettiği öne sürüldü.

İntiharının ardından 8 yıl geçtikten sonra yeniden gündem gelen Münevver Karabulut cinayetinde, baba Süreyya Karabulut, katilin intiharına inanmadığını ve mezarın açılmasını istediğini kaydetti. "O Celladın Mezarı Açılsın" diyen babanın sözleri üzerine Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, babanın talebi doğrultusunda mezarın açılabileceğini kaydetti.

“BAYRAMDAN SONRA DÖNÜŞ YAPACAK”

Sabah’ın haberine göre, Avukat Epözdemir "Süreyya Karabulut'un ölenin Cem Garipoğlu olup olmadığına dair kafasında ciddi soru işaretlerinin olduğu, bu konuda vicdanen rahatsız olduğu ve bayramdan sonra mezarın açılmasını isteği ile ilgili kendisini aradım, bu yönde bir talepleri olduğunda derhal gerekli hukuki süreci başlatabileceğimizi ifade ettim. Kendisi de telefonda biraz duygulandı ve bayramdan sonra bu konuyla ilgili dönüş yapacağını ifade etti" dedi.

“GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMASI İÇİN HUKUKİ YOLLARA BAŞVURACAĞIZ”

Avukat Epözdemir "Şayet müvekkillerden bu yönde bir talep gelirse, avukat olarak Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 87. Maddesinin 4. fıkrası uyarınca, mezarın açılarak fethi kabir işleminin yapılması, doku ve DNA örnekleri üzerinden yeniden incelemelerin yapılması yönündeki talebimizi Başsavcılığa sunacağız. Bu konudaki hukuki girişimleri derhal yapacağız. Müvekkillerden bayram sonrasında bu yönde bir talep gelirse, maddi gerçeğin ortaya çıkması ve adaletin tecellisi için tarafımızca derhal gerekli hukuki yollara başvurulacaktır" dedi.

“ENGELLEME ÇABALARINA RAĞMEN EMSAL KARAR”

Yaklaşık 13 yıl önce henüz hayatının baharındayken katledilen Münevver Karabulut'un ölümü, cinayetin işleniş şekli, kullanılan vasıtalar gözetildiğinde insanın insan olma vasfına aykırı şekilde canice işlenmiş bir cinayet olduğunu belirten Epözdemir şöyle dedi:

"Olay yeri, adli tıp, kolluk ve mahkemede yaşanan ihmal ve soruşturmayı etkilemeye matuf girişimler nedeniyle, tarafımızca ikame edilen hukuki süreçler doğrultusunda, toplamda 11 dava açılmış ve bu süreçte bu cinayeti gizlemeye, delilleri yok etmeye ve yargıyı etkilemeye çalışan bütün adli tıp, emniyet ve yargı mensupları ile diğer kişiler hak ettikleri cezaları almıştır. Bütün engelleme çabalarına ve tehditlere rağmen, mağdur aile vekili olarak başvurduğumuz tüm hukuki süreçler mahkûmiyet ile sonuçlanmış, emsal mahiyette kararlar verilmiştir."

“SİSTEMİN SORGULANDIĞI BİR SÜREÇ YAŞANDI”

"Bu hunharca ve vahşice işlenmiş cinayet, Türkiye’de kadına şiddet ve kadın cinayetleri açısından farkındalık oluşması ve fikri takip sürecinin işletilmesi noktasında bir ilk olmuş ve son derece önemli bir yer edinmiştir" diyen Epözdemir şunları söyledi:

Özellikle, olay yeri inceleme, olay yerindeki tutanaklara geçmeyen ve kayda alınmayan yüksek miktardaki paranın akıbeti, adli tıpta yaşanan skandal, cinayetin en önemli delili olan kamera kayıtlarının yok edilmesi, mahkemede yaşanan reddi hâkim süreci, savcılık şikâyetine konu ettiğimiz avukat olarak aldığımız tehdit ve menfaat teklifleri ile mücadele etmek zorunda kaldığımız bütün bu zorluklar ve yargılamayı etkileme çabaları nedeniyle Türkiye'de bütün ceza muhakemesi kurumlarının iflas ettiği ve sistemin sorgulandığı bir süreç yaşanmıştır."

“YARGIYA DÜŞEN GÖREV SORU İŞARETLERİNİ GİDERMEK”

Tüm bunlar çerçevesinde yıllar geçse de kızları katledilen müvekkillerin zihninde böyle soru işaretlerinin uyanmasının son derece normal olduğunu söyleyen Epözdemir; "Yargıya düşen en temel görev ise şüphesiz ki bu soru işaretlerini gidermek ve maddi gerçeği ortaya çıkarmaktır" dedi.

Epözdemir Garipoğlu'nun intihar bilgisi geldikten sonra da yaşanan süreci şöyle anlattı:

“Anne Nagihan Karabulut ve Süreyya Karabulut ile Silivri Cumhuriyet Başsavcılığına gittik, önce dönemin Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştük, sonra kendisinin yönlendirmesiyle soruşturma savcısı ile görüştük.”

“ÖLENİN GARİPOĞLU OLDUĞUNA İLİŞKİN KESİN KANAAT”

“Otopsi işlemi yapılırken Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 87. Maddesinin son fıkrasına göre cesedin görüntüleri kayda alındığından, Nagihan Karabulut ile fotoğrafları ve DNA örnekleri üzerinden yapılan incelemeler neticesinde hazırlanan raporu inceledik. Hatta Savcı Hanım genç bir meslektaşımızdı, kendisi de öğrenciyken bu olayı takip ettiğini, çok etkilendiğini ve üzüldüğünü ifade etti ve Nagihan hanıma sarılarak biraz da duygulandı.”

“Nihayetinde Başsavcılık olarak yapılan otopsi işlemi ve Adlı tıp raporları neticesinde, ölenin Cem Garipoğlu olduğuna ilişkin kanaatlerinin kesin olduğunu, bu konudaki tüm incelemelerin yapıldığını ifade etti. Dosyadaki fotoğraf ve adli tıp raporları ve DNA incelemeleri neticesinde, ölenin Cem Garipoğlu olduğuna inandıklarını müvekkiller de ifade ettiler."

“KAMUOYUNDA YANLIŞ BİR ALGI UYANMASINI İSTEMEM”

Aradan geçen 7,5 yıllık süreçte yalnızca 9 ay kadar önce, bu hunharca ve vahşice cinayetin işlendiği evdeki kanepe üzerinde Garipoğlu ailesinin fotoğraflarının sosyal medyada yayınlanması üzerine, anne Nagihan Karabulut ile görüştüklerini belirten Epözdemir "Kendisi mezarın açılması gibi bir düşüncesinin olduğunu ifade etti. Benden hukuki süreç ile ilgili bilgi aldı. Bu konuda kendilerinden bir talep geldiği anda gerekli hukuki işlemleri yapabileceğimizi ve başvuruları yapabileceğimizi ifade ettim. Sonrasında, kendisi bu talep nedeniyle kamuoyunda yanlış bir algı uyanmasını istemediğini, insanların yıllar sonra bu konu üzerinden gündeme geliyormuş gibi düşünmesini istemediğini, bunun kendisini ve ailesini üzeceğini ve incitebileceğini, yeniden böyle bir süreç yaşamak istemediğini ifade ederek, şimdilik mezarın açılmasını istemediğini ifade etti" dedi.

Baba Süreyya Karabulut haberin ardında Tüm Türkiye'nin sahip çıktığını söyleyerek "Türkiye'nin dört bir yanından destek telefonları geldi. Bayramdan sonra mezarın açılmasını talep edeceğim" dedi. Sosyal medyada da gündem olan şüpheli intihar hakkında, Cem Garipoğlu'nun cezaevinde intihar etmeden 2 ay önce günde 13-14 saat Çince öğrendiğini ve Çin’de hayatını devam ettirdiği iddia edildi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...