Tgrt Haber
18 Şubat 2024 12:32 - Güncelleme : 18 Şubat 2024 17:36

Çocuklarda PUBG intiharı ve şiddet…  Bu üçü çocukları mahvediyor! Aileleri uyardı

Çocukların yaşına uygun olmayan şiddet içeriklerine maruz kalması sonrası artan çocuklar arası şiddet, yeniden gözleri oyunlara çevirdi. Psikolog Mehmet Teber, aileleri çocukları mahveden 3 içeriğe karşı uyardı. Yaşına göre ekran süresi kısıtlaması için de formül verdi.

Editör: Banu İriç / Kaynak: TGRT Haber
,,,,,,minecraft,roblox

PUBG sebebiyle intihar eden 12 yaşındaki çocuk ve 4 yaşındaki çocuğun ablasını bıçaklaması olayı yeniden gözler, şiddet içerikli oyunların çocuk psikolojisine etkisine çevrildi. 

Ailelerin yaş sınırına dikkat etmeksizin çocukların dijital oyun oynamalarına izin vermesi sadece satış odaklı medya üreticilerinin de iştahını kabartıyor. Bunun yanı sıra bazı sosyal medya kullanıcıları, video platformlarında ‘parodi’ adı altında bu oyunlara dehşet verici unsurları ekleyerek çocuklar için içerik haline getiriyor. Çocukların sevdiği bazı karakterler ya da dönemsel moda olan bazı filmlerin baş kahramanları bu korku oyun içeriklerinin başrolü yapılıyor. Sevdiği kahramanların içeriklerini arayan çocuklar bu korku ve şiddet ağının içerisine düşebiliyor.

Minecraft, Roblox türü oyunları oynama yaşı üreticiler tarafından daha yüksek olarak gösterilse dahi ülkemizde bu tür oyunları oynama yaşı okul öncesi çağa kadar düşmüş durumda. PUBG oyunu ise üreticiler tarafından 17 yaş olarak sınırlandırılsa da ortaokul hatta ilkokul düzeyinde oynayanlar görülebiliyor. Bazı oyunlar içerisinde online olarak yazılı ve sesli iletişim ağında bulunabilmesi sebebiyle çocukların sanal istismara açık olması da söz konusu…

Samsun’da PUBG oynayan 12 yaşındaki çocuk ailesinin kendisine oyun oynaması için izin vermeyince kendini vurdu. Bursa’da 4yaşındaki çocuk 11 yaşındaki ablasının camdan bakmasına kızınca arkadan yaklaşarak bıçakladı. Bu hafta yaşanan iki olayda da gözler yeniden çocukların maruz kaldığı şiddet içeriklerine çevrildi.

Tgrthaber.com.tr’den Banu İriç’e konuşan Psikolog Mehmet Teber, ailelerin ekran kullanım süresine takıldığını ancak içerik konusunda dikkat etmediğini hatırlattı. Teber ailelerin süre konusunda izleyebilecekleri formülü ve çocuklar için en tehlikeli 3 içeriği anlattı.

3 İÇERİK TEHLİKESİ ÇOCUKLARI MAHVEDİYOR

Teber, medyanın özellikle 3 içeriğin çocukları mahvettiğini ve etrafındaki gerçek olaylara karşı da duyarsızlaştırdığını böyle anlattı: “Birincisi medya, birçok açıdan çocuklara zarar veriyor. Faydalarını herkes her yerde anlatıyor. O yüzden anlatmayacağım ama ekranlardan birincisi süre zararı. İkincisi de içerik zararı diyebiliriz içerik zararın içerisinde ne var? Çok fazla şiddet var. Akran zorbalığı okullarda çok yaygın artık. Başka ne var? Cinsellik var, yaşıtlarından daha fazla kaldırabileceklerinden daha fazla cinsellik var ve korku var. Bu 3 içerik tehlikesi çocukları mahvediyor, aşırı korkmuş çocuklar görüşüyoruz. Olmadık görüntülere maruz kalmış, müstehcen görüntülere maruz kalmış, kafası karışmış çocuklarda çok sıkıntı görüyoruz. Ve şiddet içerikli şeylerde izlemiş bunu modellemiş örnek almış kişiler görüyoruz. Son zamanlarda yansıyanlar genelde şiddet yönüyle alakalı. Çocuk çok fazla şiddet içeriğine maruz kaldığında birincisi şiddetin normalleşmesi oluyor. Yani çocuk bu şiddeti normal bir çözüm yolu olarak görmeye başlıyor. Örneğin Gazze için reaksiyon almıyor mesela ya da dünyadaki başka bir şiddet olayı için reaksiyon almıyor. Önünde bir şiddet oluyor ona tepki vermiyor.  Çevresinde birisi sorununu şiddetle bir şeyi çözmeye çalışıyor. Bunu normal karşılayabiliyor. İkincisi şiddetin modellenmesi çocuklar çok fazla rol model alarak davranışları benimsiyorlar. Bir sorunu ben nasıl çözeceğim? Nasıl işin içinden çıkacağım? Öfkelendiğimde bu öfkeyi nasıl ifade edeceğim? Bunun çözüm yolu olarak bu sefer önüne şiddet çıkıyor. Şiddeti modelliyor. Dolayısıyla medyada gördüğümüz, ‘kardeşini bıçakladı, intihar etti, ona vurdu, okula zorbalık yaptı’ hep şiddetin modellenmesi. Modellenmiyorsa bile en azından diğer seyirci konumunda kalıyor, normalleştiriyor. Ötekisi şiddete duyarsızlaştırma diyebiliriz. Şiddetle ilgili konu, onun artık hiç vicdanını sızlatmıyor. Birisi ölmüş mü, yaralanmış mı? Bu çok basit, taşın yere düşmesi gibi sıradan bir olay gibi geliyor. Bu vermesi gereken duyguları veremiyor, gösteremiyor. Çünkü artık o şiddete duyarsızlaşmış oluyor. Dolayısıyla hem normalleştiren hem duyarsızlaştıran hem de modellenen bir durum şiddet. İçeriğe çok dikkat etmek lazım çocuklarda ki çocuklar zehirlenmesin. Ben gıdaya benzetiyorum, sanal içerikleri; gıda ağzımızdan giriyor, sanal içerik beynimizden giriyor. Hiçbir aile çocuğuna bozulmuş küflenmiş, bekletilmiş son kullanma tarihi geçmiş yemek veriyor mu, vermiyor. Niye çünkü midesi karışacak, bozulacak hasta olacak. Aynen sosyal medyada bize bozulmuş içerikler sunabiliyor. Çocuklara da korku, şiddet ve cinsellik 3 temel şey.”

Çocuklarda PUBG intiharı ve şiddet…  Bu üçü çocukları mahvediyor! Aileleri uyardı - 1. Resim

SÜRE MÜCADELESİ VERİLİYOR İÇERİK MÜCADELESİ VERİLMİYOR

Teber ailelerin çocuklarının ekranla geçirdiği süreyi kısıtlamakla uğraşırken asıl içeriği kaçırdıklarına dikkat çekti. Ailelerin teknoloji dostu olup çocuklarıyla birlikte oynamaları gerektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Teknolojiyle barışık olup çocuklarının ne yaptığını bilmeleri lazım. Ne oynuyorsun, Roblox yani içerisinde bir sürü oyun barındırıyor. Hangi oyunları oynuyorsun? Oynadığın oyunları gel biraz beraber oynayalım. Oyun temelde ne yapmaya çalışıyor? Sorunu nasıl çözüyor, içeriği kontrol etmeleri lazım. Bizde genelde mücadele süre mücadelesi oluyor. Çok izledin, az izledin, akşama kadar oynadın bırak artık. Süre mücadelesini veriyoruz ama içerik mücadelesini çok fazla vermiyor ebeveynler anlamadıkları için bazen bilmedikleri için.”

Çocuklarda PUBG intiharı ve şiddet…  Bu üçü çocukları mahvediyor! Aileleri uyardı - 2. Resim

ÇOCUKLAR SANAL GERÇEKLİK GÖZLÜĞÜ TEHLİKESİ: ÇOCUKLAR SANAL VE GERÇEĞİ AYIRAMIYOR

Teber satışa yeni sunulan Apple Vision Pro ile teknoloji pazarında daha da yaygınlaşacak olan sanal gerçeklik gözlükleri ilgili de aileleri uyararak gerçek ve sanal ayrımının çocuklarda 10 yaştan sonra olduğunu anlattı:

“Bir çocuk çok fazla ekranla uğraştığında sadece şiddetin normalleştirilmesi modellenmesi olmuyor. Sanal gerçek karışımı gerçekleşmeye başlıyor. Şimdi biz yetişkinler olarak sanal ve gerçeği ayırt edebiliyoruz. Bir tarafımız diyor ki bu izlediğin şey senaryo ama iyi bir senaryo bizi de ağlatabilir. Yetişkin olarak, üzülüyoruz, korkuyoruz. Yani iyi senaryo bu demek yetişkin de olsan senin içine katabilen demek. Biz bile kendimizi bu kadar ayırt edemezken dışarı alamazken, çocuk gibi varlık, bunu gerçek bir deneyim olarak yaşıyor. Bir sanal bir deneyim olarak yaşamıyor.  Ebeveynlere diyorum ki, sokakta çocuğunuzun önünde kanlı bıçaklı kavga etsek bunu izletir misiniz? Hayır, çocuğu hemen oradan uzaklaştırırsınız. 2 kişi sevişse götürüp çocuğu önüne koyar mısınız? Sanalda olunca sanki yok gibi , etkilenmiyormuş gibi bir hava oluşuyor ama çocuğun için sanal gerçek ayırımın 10 yaşlarında falan yavaş yavaş oturmaya başlıyor. O zamana kadar onun için, o da bir gerçek. Bunu unutmamak lazım. Çok fazla muhatap olduğundan sanal gerçek ayrımı karışıyor ve oradakilerine gerçek hayatta çok daha rahat uygulayabiliyor. 

VR gözlükleri zaten bu aradaki duvarı daha da silikleştirecek. Hangisi sınav hangisi gerçek ayrımımız gittikçe dağılacak. Hani rüyayla gerçeği ayırt edememek gibi, psikolojide bu hastalıktır. Sen bunun rüya olduğunu bilirsin. Ama çocuklar bazen bir rüya görür, öbür boyu korku geliştirebilir. Çünkü onun gerçek bir deneyimden farkını ayırt edemiyor. İkinci dikkat etmemiz gereken yer burası çok fazla süre içerisinde kaldığında sanal gerçeklik karışımı dediğimiz bir şey oluyor.

EKRAN SÜRESİNDE FORMÜL: YAŞI x 10 DAKİKA

Çocukların ekran karşısında geçirmesi gereken süreyi Mehmet Teber şöyle formülleştirdi:

“Ekran süresi anlamında benim önerdiğim basit bir formül var. Yaşı çarpı 10 dakika… Buna telefon, tablet, televizyon dahil. Yani 12 yaşındaysa en fazla 120 dakika, bu yaştan sonra da 2 saatte sabit kalmalı. Yine çözümleri konuşacak olursak sanal oyunlar kesinlikle hafta sonunda olmalı. Hafta sonu eğitimiyle ilgilenecek, hafta içi sanal oyun olmamalı.”

İNTİHARA SÜRÜKLEYEN TABLO: SANAL BAĞIMLILIK

Çocuklarda intihara kadar sürükleyen oyunların bağımlılık noktasına gelebileceğine hatırlatan Teber şu davranışlara dikkat çekti:

“Sanal gerçek ayrımının tehlikesi ama sanal oyun bağımlılığı diye artık psikolojide bir bağımlılık türü var. PUBG oynayamadığı için kendini öldüren, intihar eden çocuk muhtemelen bağımlı çocuk, hani bağımlı olmayan çocuk yoksunluk sendromu yaşamaz. Ama bir çocuk bağımlıysa? O zaman yoksunluk sendromu çok olur. Hani madde bağımlılarının madde alamayınca krize girmesi, bağırması, çağırması olmadık hareketler yapması, çıldırması delirmesi gibi düşünün. Dolayısıyla orada çok ciddi bir yoksunluk meselesi var diye düşünüyorum. Bağımlılığın kriteri nedir? Yokluğunda benim ayarım bozuluyor. Ben kendimi kaybediyorum, tepkiler veriyorum. Oyun nedeniyle arkadaş ilişkileri yok, misafirliğe gitmiyorum. Sadece kafamda oyun düşünüyorum. Bunlar artık bağımlılığa doğru gidiyor. 

Çocuklarda PUBG intiharı ve şiddet…  Bu üçü çocukları mahvediyor! Aileleri uyardı - 3. Resim

TATİLLERDE ARTAN EKRAN SÜRESİ 

Psikolog Mehmet Teber, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul günlerinin uzatılması konusunu gündeme almasını da değerlendirdi. Teber çocuklar için akademik yönden daha çok yaz okulu gibi beceri geliştirme aktivitelerin olması gerektiğini aktardı:

“Çocuğun bulunduğu yer sokak mahalle gibi bir ortam içermiyorsam kışın çok soğuktan dolayı çocuklar evde kalıyor. Artık yazın çok sıcak akşam beşe kadar dışarı çıkamıyor. Havalar çok sıcak çıkamadıkları vakitte bu çocuk ne yapacak ev içerisinde? Bu sefer ekran meseleleri daha çok gündemimize geliyor. Bu nedenle hani akademik anlamda uzatmayı doğru görmüyorum. Zaten çocuklara çok fazla bilgi veriyoruz ama okul sürelerini uzatıp yaz okulu gibi bir şey yapıp daha sosyal etkinlik beceri geliştirme, etkileşim ağırlıklı planlar yapmak daha doğru olacağını düşünüyorum. Artık daha hayata dair beceriler onların olması gerektiğini düşünüyorum.” 

SANAL OYUN ABUR CUBUR GİBİDİR

Teber çocuğun oyun ihtiyacına dikkat çekerek sanal oyunların abur cubur gibi olduğunu söyledi:

“Oyun çocuğun ihtiyacı. Gerçek oyun 7-8 yaşına kadar oyuncaklarla oynanır. Sonra sokakta maç yaparsın, ip atlarsın, arkadaşla oynarsın. Evde çok oyun oynayamazsın. Belli bir yaştan sonra oyuncaklar dönemi biter. Çocuk oyun oynamak istiyor ama realitede gerçekte buna yer yok. Mekan yok, zaman yok. Bu sefer bir oyun arayışına giriyor ya evdeki oyuncak çağını da geçtiyse elimizde tek seçenek kalıyor. Orada ister istemez sanal oyunlar oyun ihtiyacını karşılıyor. İkincisi oyunda sosyalleşme ihtiyacı var. Yine bu da online oyunlarda bol bol oluyor, oraya giriyor, oynuyor, sosyalleşiyor diye düşünebiliriz. Ama karnın aç nasıl besleniyorsun? Abur cuburla besleniyorsun. Süresi cips, çikolata yiyorsun gibi bu beslenme sana zarar vermiyor, karnı doyuruyor ama seni zehirliyor. Bu sanal oyunlarda böyle yani piyasadaki karşılığı abur cuburdur. Onların oyunun hazzını verir, paketini doldurur ama hiçbir zaman beslemez.”

Kaynak: TGRT Haber
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...