Tgrt Haber
14 Ocak 2014 14:35

Van merkezli operasyonda 5 kişi gözaltına alındı

Van merkezli operasyonda Kayseri'de 1, İstanbul'da 3, Kilis'te 1 olmak üzere 5 kişi gözaltına alındı.

Van merkezli operasyonda 5 kişi gözaltına alındı
van merkezli operasyon, istanbul, kayseri, kilis, toplam 5 gözaltı,

Van Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla İstanbul, Kayseri ve Kilis'te belirlenen adreslere yönelik operasyonda 5 kişi gözaltına alındı. Polis, İstanbul'un Bağcılar, Fatih ve Küçükçekmece ilçelerinde belirlenen adreslerde yaptığı aramaların ardından 3 kişi gözaltına aldı. Gözaltına alınan kişilerin İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri tamamlandıktan sonra Van'a gönderildiği öğrenildi. Kayseri'ye Van'dan gelen polisler de 2 evde arama yaptı, bir kişi gözaltına alındı, Evinde arama yapılan diğer kişinin yurt dışında olduğu belirtildi. Gözaltına alının kişinin de hava yoluyla Van'a götürüleceği ifade edildi. İHH'nın Yaşar Aktürk Mahallesi'ndeki Kilis ofisine gelen polis ekipleri de yaklaşık 2 saat süren aramanın ardından İHH çalışanı İ.İ'yi gözaltına alındı. Polis, vakfa ait 10 bilgisayarı da emniyete götürdü. İHH Suriye Koordinatörü Serkan Öktem,  el konulan bilgisayarların Kilis Emniyet Müdürlüğünde incelendikten sonra görevlilere iade edildiğini kaydetti. Bu arada, polisin, aynı binada faaliyet gösteren Katar Kızılayı irtibat bürosunda da arama yaptığı öğrenildi.
İHH Kilis ofisinde sabah saatlerinde emniyet güçleri tarafından yapılan aramaya ilişkin vakfın Fatih'teki merkez binasında basın toplantısı düzenlendi. İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı Genel Sekreteri Yaşar Kutluay, "Bugün sabah saatlerinde Suriye halkına hizmetten, yardımdan başka bir şey götürmeyen Kilis ofisimize, İl Emniyet Müdürünün ve Valinin haberinin olmadığı şekilde, nereden geldiği belli olmayan bir ekip, hukuksuz bir şekilde arama yaparak, zorla, imza attırmaya çalışarak ve tek başlarına, bizden ekipleri de odalara sokmadan bütün malzemelerimizi karıştırarak bir arama gerçekleştirmiştir" diye konuştu.  Arama sonucunda vakıfta çalışan 1 kişinin gözaltına alındığını ifade eden Kutluay, şöyle devam etti: "Olayın farklı bir yönü de aramanın sadece bir kişi üzerinden olması, yani orada çalışan bir personelimizin üzerinden olması. Ama ne hikmetse onun evine gidilmemesi ve direkt olarak İHH ofisine baskın yapılması, bu da ayrı düşünülmesi gereken bir olay. Öncelikle hepimiz biliyoruz ki İHH İnsani Yardım Vakfı, Mavi Marmara gibi bir organizasyonu yaparak, Türkiye'de ve dünyanın farklı yerlerinde birçok olayı deşifre etmiş ve gözler önüne sermiştir. Bütün bunlardan rahatsız olan, ciddi rahatsızlık çeken İsrail'i zaten saymamıza gerek yok. İsrail bundan zaten ne kadar rahatsız olduğunu ifade ediyor. Onun haricinde hem Türkiye içerisinde hem de dışarıda İsrail'e yardım eden, İsrail'in buradaki maşalığını yapan paralel yapılar, örgütler, İHH'nın ve İHH nezdinde aslında bütün Türkiye halkına bir operasyon yapma hedefindedir." Kutluay, İHH Başkanı Bülent Yıldırım'ın şu an Kuveyt'te Suriye ile ilgili bir yardım toplantısında olduğunu belirterek, şu an için Kuveyt'te en az 50 milyon dolarla Suriye'ye destek verileceğinin söylendiğini bildirdi. Yaşar Kutluay, konuşmasını şöyle sürdürdü:  "Biz İHH olarak gerek başkanımız Bülent Yıldırım, gerekse yönetim kurulu üyelerimiz, bu süreç içerisinde defalarca bize yapılan tehditleri, savcılıklardan gelen tehditleri, 'El Kaide bağlantılarını ortaya çıkaracağız' demeleri ve bunlarla İHH'yı susturmaya ve Suriye çalışmalarından el, etek çektirmeye çalışmalarıyla alakalı defalarca basına bilgi vermiştik. Son zamanlarda Türkiye'de çok kirli bir operasyon yürütülüyor. Bu operasyonun içerisinde sadece İHH yok. Burada Türkiye'nin gelişen, güçlenen bütün kurumlarına, bütün organlarına bir saldırı var." Kutluay, olayların İsrail Başbakanın "İHH bizim için en büyük tehlikedir" yönündeki sözleriyle başladığını savunarak, "Tır ile yapamadıklarını, ellerine, yüzlerine bulaştırdıklarını şu an Kilis ofisimizi hukuksuz bir şekilde, bir kişi üzerinden koca bir ofisi basarak, hukuksuz bir şekilde yürütmeye çalışıyorlar. Şu an için yapılan bütün aramalarda ki bunları kabul etmiyoruz, hiçbir suç unsuruna rastlamadılar. Ama amaç zaten bu değil. Amaç 'İHH'nın El Kaide bağlantısı var' diyerek, Türkiye'de İHH'yı bir terör örgütü yapısıyla ilişkilendirmeye çalışmak ve bu algıyı oluşturmaktır" ifadelerini kullandı. İHH'nın bir terör örgütü yapısıyla ilişkilendirilmeye çalışıldığını, geçen hafta bazı gazetelerin, bazı yazarların da bununla ilgili sosyal medyada ve internet sitelerinde yazı paylaştıklarını, daha sonra bu yazıları çektiklerini öne süren Kutluay, şöyle devam etti: "Hukukçu kardeşlerimiz bununla sonuna kadar ilgilenecekler. Geldiğimiz noktada bütün Türkiye halkının şunu bilmesini istiyoruz. Biz Türkiye halkının bir kurumuyuz, bir kuruluşuyuz. İHH İnsani Yardım Vakfı, yetkilerini, sorumluluklarını, tüm davranışlarını İHH Yönetim Kurulundan alır. Herhangi bir yapıyla ilişkisi yoktur. Biz Suriye içerisinde çalışan bir yapıyız ve Suriye içerisinde 300'ün üzerinde insanla çalışıyoruz. Herhangi bir yapıyla ilgili de açıklama yapacak değiliz. Biz bir sürü risklerle dünyanın birçok yerinde çalışan bir kurumuz. Bunu herkesin bilmesi gerekiyor. Ama İHH'yı birileriyle ilişkilendirmeye çalışanlar bunu sakın unutmayın, asla heveslenmeyin ne İsrail, ne de farklı yardımcılarınız, Neoconlarınız, Conileriniz hiç biriniz bu işi başaramayacaksınız."  İHH avukatlarından Uğur Yıldırım, sabah Kilis ofisinde yapılan aramanın, Van TMK 10. Maddesi uyarınca yetkili savcılık tarafından 2012'de başlatılan bir soruşturma kapsamında El Kaide bağlantısıyla ilgili olarak yapıldığını bildirerek, şöyle devam etti: "Bu soruşturma kapsamında Kilis ofisinde 9 aydır SSK'lı çalışan, normal bir işçimizle ilgili, kendisinin ev adresi olduğu iddasıyla.... Arama kararı bana henüz 5 dakika önce geldi, ancak ulaşabildik. Bu arama kararında mahkemeye ilgili kişinin ev adresi, ikamet adresi olarak İHH İnsani Yardım Vakfının Kilis ofisi verilmek suretiyle alınmış bir arama kararıdır. Bunun burada altını çiziyorum, hukuka aykırılık buradadır. Bu kişinin Mernis adresi vardır. Biz de şu anda Mernis adresine ulaşabiliyoruz. Tüm savcılar da ulaşabilir ve bu Mernis adresinde karısıyla, çocuklarıyla ve baktığı annesiyle beraber ikamet etmektedir. Sabahleyin bu operasyonun yapılmasıyla birlikte bundan haberdar olan bu kişi, kaçma şüphesi veya delilleri karartma şüphesi olsa böyle bir şey mümkün değildir, kendisi İHH ofisine gelerek ilgili kişilere de teslim olmuştur. Ama bu kendilerine iletilmesine rağmen bu aramayı yapan kişiler, bununla ilgili aramalarına devam etmiştir." Yıldırım, 06.00 itibarıyla başlanan aramada yetkililerin dışarıya çıkarıldığını, avukatların aranmasının istenmediğini ve kendilerine haberin 06.50 gibi gelmesiyle bölgeye avukatların yönlendirildiğini anlatarak, avukatların aramaya 07.15 itibarıyla dahil olabildiğini belirtti. Yıldırım, Arama Yönetmeliği uyarınca dernekler hakkında ayrıca bir hakim kararı olmaksızın arama yapılmasının mümkün olmadığını dile getirerek, şunları söyledi:
 "Burada kişi üzerinden alınan bir arama kararı üzerinden İHH'nın ofisine bir arama söz konusudur. Herhangi bir şirkette veya holdingte bir çalışanla ilgili arama kararı olsa dahi o kişinin bilgisayarı veya odasında o kişiyle ilgili olan kısımda yapılması gereken arama tam kapsamlı olarak tüm İHH'nın deposunda, ofisinde hatta Katar Kızılayı'nın dahi bulunduğu bölgede yapılmıştır. Bununla ilgili avukatlarımızın itirazlarına rağmen bu aramalar tam kapsamlı olarak yapılmakla birlikte.... Normalde aksine delil bulunamayacağı zamanlarda, olağanüstü durumlarda bilgisayar kayıtlarına el koyulurken ve bu kişinin, ilgili kişinin demirbaş kaydında belirtilen bilgisayarı olmasına rağmen ve masası belirtilmesine rağmen tüm bilgisayarlar toplanarak gidilmek istenmiştir. Buna itiraz edilerek tüm bilgisayarların şifrelerinin açık olduğu, herhangi bir şekilde kilitli olmadıkları, gerekli dataların burada alınabileceği ki arama yönetmeliğinde de bu zaten bu şekildedir, belirtilmesine rağmen ilgili polis arkadaşlar bu dataları almakla görevli olarak geldiklerini bildikleri halde böyle bir teknik yapılarının olmadığı iddiasıyla bütün bilgisayarları toplayarak, merkezlere götürmüşlerdir. Bu saatten sonra bunlarla ilgili alınacak deliller veya şeyler zaten hukuken yok hükmündedir." Aramanın hukuka aykırı olduğunu savunan Yıldırım, "Benim anlatmak istediğim şey, hukuka ne kadar aykırı bir arama yapıldığının bir kere daha ortaya konulmasıdır. 'Arama kararında kapsam ve yetki aşımı yapılmıştır' demek gayet mümkündür. Bununla ilgili Kilis Savcılığı'na avukatlarımız, arama yapan polislerle ve yapılan işlemle ilgili suç duyurusunda bulunmuşlardır. Aynı zamanda Ankara'dan da girişimlerde bulunulmuştur. Bu noktada son aldığımız bilgiye göre Ankara Adalet Bakanlığı tarafından da bu aramayı yapan polisler hakkında soruşturma şu an Kilis'te açılmış durumdadır. Bununla ilgili iki tane Cumhuriyet Savcımız görevlendirilmiştir" ifadelerini kullandı.  İHH İnsani Yardım Vakfı Genel Sekreteri Yaşar Kutluay, bir gazetecinin, "Bu paralel yapının adını koyar mısınız? Nedir? Bu paralel yapı Fetullah Gülen Cemaati mi?" sorusuna, "Yani zaten adı belli. Bir süredir yaşadığımız sıkıntılar belli. Mavi Marmara sürecinde yaşadığımız sıkıntılar belli. Bunu bütün medya zaten biliyor" yanıtını verdi. Gazetecinin "Yani Fetullah Gülen Cemaati mi?" diyerek soruyu yinelemesi üzerine Kutluay, "Yani içindeki yapıları olabilir. Farklı yapılar olabilir. Veya orayı kullanan yapılar olabilir. Ama bizim bilgilerimiz hep o taraftan doğru geliyor. Hep bize o taraftan doğru gelen bir saldırı var. Bu konuda Başbakanımızın açıklamaları var. Yani Türkiye bunu en yetkili ağızlardan duymuş vaziyette. Dolayısıyla olay tamamen kamuoyuna mal oldu" ifadelerini kullandı. Yaşar Kutluay, operasyona ilişkin sorulan bir soru üzerine de "6 ilde yapılıyor bu operasyon. Farklı illerden farklı farklı insanlar alınıyor. Tabii araya da bir şekilde aynı tır olayında olduğu gibi İHH'yı da malzeme olarak katmaya çalışıyorlar. Bir taşla birkaç kuş vurmanın peşindeler" diye konuştu. Operasyonun El Kaide ile bağlantısının olup olmadığının sorulması üzerine Kutlay, şunları söyledi:  "Operasyon El Kaide ile alakalı. Bizim kurumumuza da yöneltmeye çalıştıkları iftira da bu. Yani personele yapılan bir işlem ama personele yapılan işlem evinden değil, kurum üzerinden yapılıyor. Haliyle İHH'ya gelmiş oluyor. Evine baskın yapılmıyor. Şahsın evi ortadayken biliniyorken evine baskın yapılmıyor. Hala da şahsın evi aranmış değil. Hatta personel gelip kendisi teslim oluyor. Bu da garip bir şey. Tamamen bilinçli bir şekilde İHH'ya yapılan bir saldırıdır." Kutluay, "Son olaylardan sonra böyle bir baskın bekliyor muydunuz?" sorusu üzerine de şöyle konuştu: "Bekliyorduk ama bizim için bir sorun yok. Biz ne yaptığını, nasıl yaptığını çok iyi bilen bir kurumuz. Bütün her şeyimiz şeffaf. Bununla ilgili göreceksiniz hiçbir şey çıkmayacak. Amaç zaten bir şeyin çıkması değil. Şu anda amaçladıkları şeyi çoktan yaptılar. Tır operasyonunda da aynı şeydi. Burada da aynı şeyi yaptılar. Şu an için bu hareketle İHH'yi hem batı, hem de farklı kaynaklarda terörle ilişkili bir kurummuş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bu sadece İHH ile alakalı bir şey değil. Tüm Türkiye'nin bütün kurumlarına yapılan bir saldırıdır. Türkiye'yi terörle ilişkili bir yapı, bir ülke haline getirmeye çalışıyorlar. Daha doğrusu o algıyı ortaya çıkarmaya çalışıyorlar." İHH İnsani Yardım Vakfı Başkan Yardımcısı Murat Yılmaz da Konya programı çerçevesinde ziyaret ettiği İHH-Ayder yardım derneği binasında düzenlenen basın toplantısında, sabah saatlerinde Vakfın Kilis ofisine terörle mücadele ekipleri tarafından baskın yapıldığını söyledi. Ofiste arama yapanların başlangıçta nereden geldiklerinin bilinmediğini, bir süre sonra bu kişilerin Van'dan gönderildiğini öğrendiklerini ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Yani Kilis Emniyet Müdürlüğü ve Valiliğinin bilgisi dışında bir sabah baskını yaşadık. Bu baskına katılan ekipler, aramayla ilgili ellerindeki izinleri göstermediler. Ofiste bulunan İHH İnsani Yardım Vakfı personelini dışarı çıkardılar ve avukatlarımızın gelmesine müsaade etmediler. Bu şekilde aynı ofisi paylaştığımız Katar Kızılayı'na ait bilgisayarlar ve İHH İnsani Yardım Vakfına ait tüm bilgisayarlara el koydular. Aslında bir kişi ile ilişkili bir baskın olduğunu daha sonra öğrendik. Bir kişiyle ilişkilendirilen baskının o kişinin evi yerine İHH İnsani Yardım Vakfına ait ofis aranarak yapılmasını çok manidar bulduk." Yılmaz, yaşananların, yakın bir zaman önce İHH İnsani Yardım Vakfı'na yönelik bir karalama operasyonu olduğunu ileri sürerek, "15-20 gün önce İsrail Dışişleri Bakanı Liberman'ın İsrail radyosunda İHH İnsani Yardım Vakfının İsrail için zararlı bir örgüt olarak gördüğünü belirten açıklamasının akabinde, 1 Ocak'ta Suriye sınırında, içinde silah olduğu söylenen bir tırla vakfımız ilişkilendirilmeye çalışılmış fakat bunun yalan olduğu birkaç saat içinde ortaya çıkmıştı" diye konuştu. İHH İnsani Yardım Vakfının Kilis ofisine yapılan baskının bu operasyonun bir parçası olduğunu savunan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İHH İnsani Yardım Vakfı ofisi, 24 saat açıktır zaten. Gündüz personelimizin bulunduğu bir zamanda avukatlarımızın nezaretinde bu arama yapılabilirdi. Fakat bunun yerine, sabahın erken saatlerinde ve avukatların gelmesine müsaade edilmeden böylesine bir baskın yapılması kesinlikle hoş bir davranış olmamıştır. İHH İnsani Yardım Vakfı, gerek Suriye içinde gerek dünyanın 140'tan fazla ülkesinde mazlumlar için, muhacirler için, insanı yardıma muhtaç olanlar için, savaş ve afet bölgeleri için yoksullukların hüküm sürdüğü coğrafyalar için büyük çalışmalar yapan ülkenin yüz akı bir kuruluştur. İHH İnsani Yardım Vakfının TBMM Üstün Hizmet Madalyası vardır, İslam İşbirliği Teşkilatı üyesidir. Uluslararası manada hayra hizmet eden bir kuruluştur. Tüm bu yapılanları anlamlandıramıyoruz, abes buluyoruz. İnşallah bu yanlış uygulamaların da yakın zamanda biteceğini ümit ediyoruz." Yapılanları "beyhude hareketler" olarak niteleyen Yılmaz, İHH İnsani Yardım Vakfının El-Kaide ile ilişkilendirilme çabası olduğunu, bugün yapılan baskını, bu çabanın bir devamı olarak gördüklerini dile getirdi. Öte yandan, İHH İnsani Yardım Vakfı Kilis ofisinde, polis aramasında bilgisayarlarına el konulması nedeniyle Suriye'ye göndereceği yardımlarda aksama yaşadığı bildirildi. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Van'dan gelen polis tarafından vakıf binasında yapılan aramada 10 bilgiyasara en konuldu. Yardımları bilgisayar üzerinden otomasyonla yapan vakıf, bu nedenle sabahtan itibaren Suriye'deki ihtiyaç sahiplerine yardım gönderemedi. Özellikle 15 bin kişinin yaşadığı Esselame'deki kampın yemek ihtiyacınınKilis'ten karşılandığı, gönderilen malzemelerin tutanak altına alındığı, bundan dolayı gümrük kapısından çıkış yapılamadığı ifade edildi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...